ZVEREV, DJOKOVİC’İN GOLDEN SLAM HAYALİNİ YIKTI | 2020 TOKYO OLİMPİYAT OYUNLARI – TENİS

ZVEREV, DJOKOVİC’İN GOLDEN SLAM HAYALİNİ YIKTI | 2020 TOKYO OLİMPİYAT OYUNLARI – TENİS

  DJOKOVİC’İ YENMENİN TEK YOLU, DJOKOVİC GİBİ OYNAYABİLMEK

  Nole kuşkusuz harika bir sezon geçiriyor. Gerek fizik olarak gerekse de mental olarak izlediğim 5 turnuvasında da ayakta kalmayı başardı. Özellikle de Roland Garros’ta oynadığı son iki maç muazzamdı. Nadal ve Tsitsipas’a karşı geriye düşmesine rağmen maçları kazanmasını bildi. Avustralya Açık, Fransa Açık ve Wimbledon’daki dominant performansı da hepimizde “acaba bir Golden Slam daha izleyecek miyiz?” merakı uyand

ırdı. Fakat her oyuncu gibi Djokovic’in de bir zayıf noktası var. Djokovic’i yenmenin tek yolu Djokovic gibi oynamaktan geçiyor. Zverev’de bu işi fazlasıyla iyi yaptı. Hak ettiği bir galibiyet aldı. Özellikle de üçüncü setteki geri dönüş tek kelimeyle muazzamdı. Tsitsipas ile birlikte yeni neslin geleceği en parlak tenis oyuncusu olduğunu düşünüyorum.

  DJOKOVİC’E KARŞI GÖSTERİLEN BASELİNE PERFORMANSINI ÇOK ÖNEMLİ

  Nole’nin baseline kontrolü belki de tarihteki en iyi oyunlardan bir tanesi. Gerek return’leri gerekse artık bir silaha dönüştürdüğü muazzam atletizmi ile baseline’ı domine ediyor. Gün geçtikçe de geliştirdiği yüksek topları ile file önüne gelen rakibini de çok rahat gafil avlayabiliyor. Bugün de maça muazzam başladı. 6-1’lik net bir skordan sonra bir de Zverev’in servisini kırarak başladı ikinci sete. Fakat o oyundan sonra Zverev uyandı diyebilirim. 2’si break olmak üzere 3 oyun arka arkaya aldı ve ikinci seti 6-3 önde tamamladı.

Çok fazla file önüne gelmeden, baseline’da kalarak Nole’yi uzun rallilere sürüklemesi ve backhand’ine yolladığı ısrarcı vuruşlar ile harika bir set oynadı. Enerji olarak da ayakta kaldı ve bu uzun ralliler bence Nole’yi oldukça yordu. Ekseriyetle Roland Garros ve Wimbledon’da gösterdiği muazzam özveri Nole’yi oldukça yormuş. Bununla birlikte de yeni nesilden en beğendiğim oyunculardan biri olan Zverev son sette ipleri tamamen eline aldı. Daha özgüvenli ve daha agresif bir oyun sergiledi. Özellikle de servis-vole’lerindeki özgüven, Zverev’in bu sette çift break yapmasını sağladı. Ve bir “Golden Slam”* hayali böylece noktalanmış oldu. Bu denklemde de en karlı çıkan kişi muhtemelen Steffi Graf olmuştur 🙂  Tarihteki tek “Golden Slam” yapan tenis oyuncusu olma unvanını en azından bir sene daha korumuş oldu.

  Yazar notu: Evet, hala Federer-Nadal-Djokovic üçlüsünün rekabetini izliyor olmamız gerçekten eşsiz bir keyif. Fakat bir taraftan da alttan gelen Tsitsipas-Zverev ve bence Shapovalov üçlüsünün rekabeti de beni heyecanlandırmıyor değil. Sanırım yeni bir dönemim başladığını yavaş yavaş kabul etmemiz gerekiyor 🙂

Yorum Yok

Yorum Yazın