İSTİKRAR PROBLEMİ – NİÇİN SÜREKLİ TEKNİK ADAM DEĞİŞTİRİYORUZ? | GÖRKEM BITIRAK

İSTİKRAR PROBLEMİ – NİÇİN SÜREKLİ TEKNİK ADAM DEĞİŞTİRİYORUZ? | GÖRKEM BITIRAK

  Pragmatik futbol mu yoksa göze hoş gelen futbol mu? Yoksa estetik ve tekniğin bir arada kullanıldığı bir düzen mi? Aslında bu soruların hepsinin cevabının çıktığı kapı aynıdır. O da “Kusursuzluk Arayışı”‘dır. Her teknik adam kusursuz bir stil arayışı içerisindedir genellikle. Ve bu stilin oluşması için geçmesi gereken bir süre vardır. İşte bu süre içindeki en önemli olgu da istikrardır. Fakat ülkemizde ise istikrar konusu bir hayli istikrarsız durumda 🙂 Ülkemizin teknik adam konusundaki bu problemini değerlendirdim. Herkese iyi okumalar 🙂

  TARİHİN EN İYİSİNİN İLK 6 YILINDA “0” KUPA VAR

   Alex Ferguson. Tartışmasız, tarihin en iyi teknik adamı. Gerek taktik bilgisi gerekse de kadro mühendisliği ile inanılmaz biri. Hatta ve hatta bir İskoç olarak İngiltere’de “Sir” unvanı almış tek spor adamı. Böyle bir hocanın ilk 6 yılını “0” kupa ile geçirdiğine inanmak oldukça güç. İşte burada sabır ve inanç faktörü çok önemli iki detay haline geliyor. Ferguson’ın oyunu 6 yılın sonunda meyvelerini vermeye başladı. Devamında ise tarihe geçen bir Ferguson oldu. 13 Premier Lig şampiyonluğu kazandı. Başarıyı elde ettikten sonra yakaladığı istikrar onu  “Sir” Alex Ferguson yaptı.

  Şimdi bu denklemi ülkemize göre kurgulayalım. Üç büyük takımımızın başına bir hoca geliyor. Oynattığı futbol umut verse de 6 seneyi geçtim, 2 sene şampiyon olamıyor. Sezon sonu raporuna bile bakmadan gönderirler o hocayı 🙂 Böyle bir bir yapıda da haliyle istikrar kavramından bahsedemeyiz. Üstüne koyarak devam edeceğimiz yerde biz, koyulanı yıkarak devam etmeyi tercih ediyoruz maalesef.

  DÖNEMLİK YA DA PLANLI İSTİKRAR

  Arsene Wenger tarihin en büyük futbol filozoflarının başında geliyor.  96’da Arsenal’in başına geçtiğinde eminim ki kimse bu denli bir performans beklemiyordu. Özellikle 1998-2005 arasında yakaladığı başarılı grafiği ve yarattığı “Wengerball” olarak bilinen oyun planı ile fark yarattı. Fakat 2005’ten sonrası Arsenal için hayal kırıklığıydı. 9 sene kupasız geçen bir dönem var. İşte bu başarısız 9 senede de Wenger’i takımın başında tutan geçmiş dönemlerindeki istikrarıydı.

  Jurgen Klopp ise inanılmaz planlı bir şekilde ilerledi. İstikrarını adım adım yükseltti. Liverpool’un başına geçtiğinde “Bana sadece 5 sene verin.” dedi. Gerçekten dediğini de yaptı. 2018 de CL finali, 2019’da CL şampiyonluğu ve son olarak da geçtiğimiz sezon eze eze kazanılan bir PL şampiyonluğu. Bitti, eski günlerine asla dönemez denilen Liverpool’u tekrar zirveye çıkartarak inanılmaz bir iş yaptı. İlk 2 sezonunda sonuç olarak başarılı olamasa da oyun anlamında herkesi tatmin etti. Ve takımın yönetimi de kendisine zaman tanıdı. 

  Ülkemizde ise yakın zamanda kısa vadede takımı şampiyon yapan teknik adamlarımız kovuldu. Ersun Yanal 2014’te tarihin en erken şampiyonluğunu kazandıktan sonra takımdan kovuldu. Zico ile CL’de çeyrek final oynayan ve dönemin en baba takımlarından biri olan Chelsea’ye ucu ucuna turu veren Fenerbahçe, ligde şampiyonluk gelmediği için Zico’yu takımdan gönderdi. Bunun gibi daha bir çok örnek sayabiliriz. Elin adamları 3 şampiyonluk kazandı diye 20 sene sabrederken bizim yönetimlerimiz  umut vadeden her teknik adamı kovuyor. Bu da ilginç bir tezatlık tabii 🙂

  HEM OYUN VAR HEM DE WINNER RUH

  Birçok kişi şu örneği verecektir muhtemelen: “Guardiola takımın başına geçer geçmez şampiyon yaptı, CL aldı. Bizim teknik adamlarımız niçin yapamıyor?” Burada da atlanan bir nokta var aslında. Barcelona’nın o izlediğimiz uzay takımı da birden oluşmadı. Öncesinde Frank Rijkaard ile geçen 2 başarısız sezon var. Bir sene de Pep’in Barça B takımı ile geçirdiği bir sezon, yani o takımın da yaratılması için 3 senelik bir hazırlık süreci var aslında. Buradaki önemli konu ise şudur ki; bir takımın başarısız olması, o takımın kötü bir takım olduğu anlamına gelmez. Pep, hazırlandığı üç sene boyunca bu takıma uygun ve kendisinin de sonuç vereceğine inandığı oyun stilini kurguladı. Sonuç olarak da bize, bir döneme damgasını vuran o uzay takımını izletti.

  PEKİ ÜLKEMİZDE DÜZEN NASIL?

  Şu soruyu sormak istiyorum şimdi. Biz hangi teknik adamımızı böyle bir görev için üç sene eğittik, hazırladık? Cevap muhtemelen hiçbir teknik adamımız olacaktır. İşte bu sistemsizlik ve plansızlık içinde haliyle tüm suç da kendi teknik adamlarımızda(!) oluyor. Takımın başına geçer geçmez hemen bir oyun oturtmaları ve başarılı olmaları bekleniyor. Hal böyle olunca da her sene değişen hocalar ile bir istikrar sağlanamıyor. 21. yüzyıla damga vurmuş birkaç teknik adamın bile bu denli başarıları birden elde etmediklerini unutmamak gerek. Değil 5 sene, 2 sene üst üste aynı kulüpte çalışan teknik adam sayımız bile çok az.

Sonuç olarak başarılı olmak için istikrar gerekiyor. Ve bu iş, oyuncu bazında olduğu gibi teknik adam konusunda da kendi öz kaynağımızdan geçiyor.

 

 

2 Yorum
  • Mehmet SARAÇ
    18 Şubat 2021 Cevapla

    Bizim ülkemizde futbol kültürü yok. Holiganizmde yok çok şükür olmasında ama takıma bağlılık desen birkaç kulüp dışında oda yok. Takımı yense de yenilse de desteklemek diye birşey de yok. Yencek kardeşim dünyanın parasını alıyolar! Diyoruz hemen. Senin oyun planın yok. Teknik adam geliyor kafasında bir oyun var ama elinde o oyunu oynayacak kadro yok. Hemen öyle 1-2 transfer döneminde de olmaz o işler. Avrupa da diyemicem, sadece ingiltere de var bu kültür. İnandıkları ve güvendikleri teknik adama en az 2-3 sene kredi açıyorlar. .Championshipe düşse bile adam gitmiyor, devam ediyorlar. Bizim ligde nasıl peki adam 1.ligde çatır çatır top oynatıp şampiyon yapıyo hoooop süperligde, en az 15 oyuncusu değişmiş hocası değişmiş sudan çıkmış balık misali bir takım. Sonuç ne? asansör. Samsunsporu takip ediyorum son günlerde, gecen sene Ertuğrul’la anlaştılar. Süperlig hedefiyle. Başarılı da gidiyorlar başlarında mantıklı ve tutarlı gibi duran bir başkanda var. InsAllah herkese örnek olurlar. Velhasıl kültür kolay oluşan bir olgu değil, biz futbolu seven bir ülke olarak kalmaya devam edicez.

  • Fatih koç
    19 Şubat 2021 Cevapla

    Görkem ve Saraç söylediklerinize harfiyen katılıyorum. Daum, zico, cocu gibi adamları yedik bitirdik böyle böyle.

Yorum Yazın